İkarus
2 Şubat 2015 Pazartesi
Haritadan bir yer seçiyorum deniz kenarı.
Eve çok uzak olmasın. Ben ev seviyorum biliyorsun. Arabama atladığım gibi kendimi yanında bulmak istediğim bir ailem var. Güzel bir annem, adam gibi adam bir babam, deli dolu kız kardeşim. Uzaktayken daha çok seviyorum onları belki, belki de çağın getirdiği bu iletişimsizlik bizi bu hale getirdi. Bilemiyorum.
Konuşmasak da, bağırsak da varlığımız yetiyor ruhlarımıza.
Kısa bir süre sonra dedem ayrılacak bu evden.
Hazır değilim buna. Temel taşımız yerinden sökülürse ayakta kalabilmeye çalışmak korkutuyor.
Eve çok uzak olmasın. Ben ev seviyorum biliyorsun. Arabama atladığım gibi kendimi yanında bulmak istediğim bir ailem var. Güzel bir annem, adam gibi adam bir babam, deli dolu kız kardeşim. Uzaktayken daha çok seviyorum onları belki, belki de çağın getirdiği bu iletişimsizlik bizi bu hale getirdi. Bilemiyorum.
Konuşmasak da, bağırsak da varlığımız yetiyor ruhlarımıza.
Kısa bir süre sonra dedem ayrılacak bu evden.
Hazır değilim buna. Temel taşımız yerinden sökülürse ayakta kalabilmeye çalışmak korkutuyor.
26 Aralık 2014 Cuma
İyilesiyormus gibi hissediyorum.
Hücrelerim yenileniyor gibi! Sanki tek tek olmuyorlar da bölünerek cogaliyorlar.
Öyle bir hafiflik hissettiğim.
İyi gördüm seni diyorlar, iyiyim dememi duymak için nasilsin diyorlar.
Hepsi diyor, o-bu-su-onlar.
Sahi onlar beni cidden düşünüyorlar mi?
Yoksa olumsuzlugumla onlari da negatife cevirmemden korktukları için mi bu kadar meraklilar?
İnsanların hepsi mi bencil?
Sencil olanları içimizde bir yere mi sakli?
Sevmek bile bencillikken iki kişilik yasiyorum hayati diyenlere inanmıyorum ben.
Sen yine kendin için yasiyorsun, o kendi için.
Bakin mutlu olduğunuz için onunlasiniz, beğendiğiniz için, muhabbeti hosunuza gittiği için...
O beni sevdiği için onunlayim diyeni duydunuz mu? Duyduysaniz da ne kadar sürebilir ki bu?
Yaratilisimizda var bencillik.
İstemediğimiz çok şeyi yaptiriyorlar bize.
Toplumda kabul görmek için isteklerimizi hayal olarak vidasi paslanmis dolaba kaldiriyoruz.
Kaldirmamiz gereken popomuz oysaki, bunu göremiyoruz. Ani yasayamadan, içimizdeki ben'i doyuramadan hoop yaslanip gidiyoruz.
Farkindayiz bunun üstelik. Sen de farkindasin, sen de, sen de, sen de. Farkindaliginiz bir sure sonra aci veriyoruz bu sefer hoop savunma mekanizlarini devreye sokuyoruz. Aman ben zaten yapamazdim, aman vakit olsa yaparim vakit mi var.
Vakit var, vakit hep var.
Ve vakit senin için geçiyor!
Hücrelerim yenileniyor gibi! Sanki tek tek olmuyorlar da bölünerek cogaliyorlar.
Öyle bir hafiflik hissettiğim.
İyi gördüm seni diyorlar, iyiyim dememi duymak için nasilsin diyorlar.
Hepsi diyor, o-bu-su-onlar.
Sahi onlar beni cidden düşünüyorlar mi?
Yoksa olumsuzlugumla onlari da negatife cevirmemden korktukları için mi bu kadar meraklilar?
İnsanların hepsi mi bencil?
Sencil olanları içimizde bir yere mi sakli?
Sevmek bile bencillikken iki kişilik yasiyorum hayati diyenlere inanmıyorum ben.
Sen yine kendin için yasiyorsun, o kendi için.
Bakin mutlu olduğunuz için onunlasiniz, beğendiğiniz için, muhabbeti hosunuza gittiği için...
O beni sevdiği için onunlayim diyeni duydunuz mu? Duyduysaniz da ne kadar sürebilir ki bu?
Yaratilisimizda var bencillik.
İstemediğimiz çok şeyi yaptiriyorlar bize.
Toplumda kabul görmek için isteklerimizi hayal olarak vidasi paslanmis dolaba kaldiriyoruz.
Kaldirmamiz gereken popomuz oysaki, bunu göremiyoruz. Ani yasayamadan, içimizdeki ben'i doyuramadan hoop yaslanip gidiyoruz.
Farkindayiz bunun üstelik. Sen de farkindasin, sen de, sen de, sen de. Farkindaliginiz bir sure sonra aci veriyoruz bu sefer hoop savunma mekanizlarini devreye sokuyoruz. Aman ben zaten yapamazdim, aman vakit olsa yaparim vakit mi var.
Vakit var, vakit hep var.
Ve vakit senin için geçiyor!
19 Aralık 2014 Cuma
24 Ekim 2014 Cuma
Stajyer Çilesi
Anaokulunda staja başladığımdan beri 5 hafta olmuş. Bilmiyorum sanki çok da hissetmedim ama gün olarak çok yoruyor. Çocuklar tam bir zirzop. 25 tanesiyle baş etmek ise intihar sebebi. Söz dinleseler çok tatlılar aslında. Ama biraraya gelince deliriyorlar. Sonracığıma çarşamba akşam şarap içmiştik, çok eğlenmiştik, çok gülmüştük. Perşembe sabahı staj beynimle çekiçle vuruluyormuş etkisi yarattı. Aşırı yoruldumm, hayattan soğudumm. Bütün gün yattım dinlendim. Cuma günü güzeldi, hem sınıf hakimiyeti bizdeydi. Hem çocuklar da eğlendi yaptığımız etkinliklerle. Neyse böyle gidecekse güzel bişey. Etkinlik seçerken dikkat etmek gerekiyormuş sanırım. Yoksa çocuğa da çile sana daaa.... Ayrıca o öğretmenin verdiği mal mal el işlerini yapmak istemiyorum. Maaş verin yapiym. Karın tokluğuna bu kadar da olmaz ki...
11 Ekim 2014 Cumartesi
Sertabı andım.
Dün çok tatlı bir psikologla konuştum. Bana kendim için ne yaptım listesi yapmamı söyledi. İşim, ailem, arkadaşlarım veya geleceğim için değil. O gün kendim için ne yaptığım. Boşlukları görünce anlayacaksın ve inan iyi gelecek dedi. Sonra oturup düşündüm. Ne yaptım? dedim. Pek bir şey bulamadım açıkçası. İnsan üzülüyor. Yaşamın anlamını sorguluyor biraz. Bencil olmak kötü birşey mi iyi birşey mi bilmiyorum ama bu aralar kendime yeni bir ben lazım buna eminim.
10 Ekim 2014 Cuma
Derin bir nefes alıp buraya doğru bırakıyorum. Tüm sıkıntılarımla, tüm kaygılarım ve korkularımla... Hayatımda bir şeyleri yanlış mı yaptım, yanlış tercihler mi yaptım, yoksa karakterimden mi kaynaklı bir şey bilmiyorum ama her anın sorgusunu sualini yapmaktan kendi kendimi tükettim. Belki yaşadığım bu zorluklar sayesinde ileride çok güçlü bir insan olucam. Ama şuanki yük ağır geliyor. Omuzlarımdan biri inatla bastırıyormuş gibi. Ben yukarı çıkmak için debeleniyorum. Belki boşuna değil bu çırpınışlarım. Bilemiyorum, kendime zaman tanımıyorum. Bunu yapsam, akışına bıraksam mutluluğa kucak açar mıyım? İçimdeki bu bunalım hissinin ölmesini istiyorum. Lütfen Allahım!
Kaydol:
Yorumlar (Atom)